Turan Koç ile Sözlü Tarih Görüşmesi

12 04 2017
Share Tweet Pin it

"Mavera Dergisi fikir, yöntem ve istikamet tutuş ve en genel anlamda kıble farklılığından doğan bir ayrışma bir bölünme değildi kesinlikle. Orada insanlık hali, bu demek ki bugünkü bulunduğum yerden baktığımız zaman ağabeylerimiz arasında da demek ki küçük bir şeyler oluyor ki biz farklı bir dergi çıkaralım noktasına gelmişler. Bir anekdot olsun, Mavera Dergisinin hazırlanmasında, Bayındır Sokak 31/C, oranın tutuluşu ve oranın ilk badanasını yapan benim. Bodrum kısmı vardı. Cahit abi bana, rahmetli, gazoz getiriyor, kola getiriyor, tost yaptırıyor. Ben aşağıda böyle sanıyorum ki çok sıcak Ağustos günlerinde, bodrum katı kireç badana yaptığım için yanıp tutuşuyorum. O da öyle yukarıdan su uzatıyor. Akşama kadar bitirdik, ama beni aşağı yukarı besledi, büyüttü, doyurdu o gün. Akşam dolmuşla Aydın’daki eve gidiyoruz. Dolmuş parasını da ben vereyim diye aklımdan bir şey geçti. Öyle bir vurdu ki: “Aptallık etme” dedi “ağabeyler verir.” Dolmuşun parasını da o verdi Aydın’a giderken. O gün gündüz dedi ki “Turan’cım dedi Nuri ağabeyle aramızda bir şey var, oldu yani biz edebimizden bir varamadık, varamayınca daha varamaz olduk yanına. Bizim varmamız gerekir.” Varmaya teşebbüsümüzde de hani şükür pabucum veya ayağım şeyde kaldı diyor ya mürit mürşit ilişkisinde. Buna benzer bir şeyler anlattı. Dedi ki: “Aman ha Nuri ağabeye karşı hiçbir kusur, eksilik bir şey yapmayın. Bizim gönlümüz hep Nuri ağabeyle, ona saygımız sonsuzdur. O bize gelin dediği zaman biz her şeyi tekrar bırakır geliriz. Ama böyle bir şey var ben arkasını söylemiyorum, Nuri ağabeyi yalnız bırakmayın” dedi."


İlgili Mülakatlar