(1934, Çorum)
"Cemil Meriç, merhum, Cemaleddin Efgani ile alakalı ama biraz aleyhinde olanların etkisinde bir makale yazdı. Hareket dergisi gibi aklımda. Ben Cemil Meriç’i de tanıyorum. Bir iki toplantıda beraber de olduk. Muhterem kızıyla sonradan daha iyi dost olduk. Takdir de ediyorum, beğeniyorum. Böyle bir kalemin yazdığı bu yazının böyle kalmasının zararlı olacağını düşündüm ve Salâhattin Kılıçarslan müstear adıyla bir Efgani de ben yazdım aynı yerde, neşrettim. Orada onun kullandığı kaynaklar dışında birtakım kaynaklarda da Efgani’nin farklı anlatıldığını, bu anlatımla, bu anlatımı yanyana getirerek bir sonuca, onun hakkında, varmak gerektiğini ve onunla ilgili ithamların bir kısmını doğru bir kısmının yanlış olduğunu anlattım. Yaşadığı sürece de benim yazdığımı fark etmedi, ama etkilendi. Birgün beraber bir arabada kızı ben ve kendisi var. Birlikte bir panel yapacağız, oraya gidiyoruz. 'Bu' dedi 'Salâhattin Kılıçarslan diye bir zât, Efgani adına bir yazı yazdı. Ben bu adamı tanımıyorum fakat enteresan’ dedi. 'Nasıl tanıyamadım? Böyle biri var da’ dedi. Sustum, söylemedim ve ilk defa da burada söylüyorum. Böyle nasip oldu…"