"69 seçimlerinde Erbakan doğrudan doğruya Adalet Partisine girdi. Kaydını yaptırdı Konya’da. Ama Süleyman Demirel veto etti. O da hemen bağımsız olarak seçimlere katıldı. İşte o, Hüseyin.. Tokat milletvekili, soyadını unuttum. Bir de Hüsamettin Akmumcu vardı Isparta milletvekili. 3 kişi Milli Nizam Partisini kurdular ama Milli Nizam Partisi 3 kişilik bir şey olarak bir diğer de Türkiye İşçi Partisi Çetin Altan’lar vardı. Onlar Marksist söylemlerle meclisi sallıyorlar. Mehmet Ali Aybarlar vs. Ve onun karşısında da 3 kişilik Milli Nizam Partisi. Aynı şekilde meclisi… Haliyle bizi heyecanlandırıyordu. Ve bizim o gün ki birçok bilmediğimiz konuları veyahut da söyleyemediğimiz konuları meclis kürsüsünden söyleyebiliyorlardı. Ki mesela İstanbul Kongresi yapıldığı zamana Milli Nizam Partisinin Yenikapı’da. Orada bir düğün salonuydu gazino muydu Çakıl Gazinosu mu ne vardı orada. Orada 5 bin kişi. Kongre bitti. Hatta Eşref Edip filan var mıydı bilmiyorum ama Mahir İz vardı vs. Erbakan hoca geldi. Ondan sonra kongre bitti binlerce insan kol kola girip Aksaray’dan Saraçhaneye doğru geliyoruz, Saraçhane’den de Fatih Camiine doğru geliyoruz. Abdurrahim Karakoç’un meşhur “Hür dünyanın göbeğine hak yol İslam yazacağız. Memurun masasına paşaların filan Hak yol İslam yazacağız” diye. Ama her birimizi boğazlarımız heyecanlanarak adeta ağlayacak sevinçten bir gücüz. Ve belki 5 bin kişi yürüyoruz etrafımızda 150-200 kadar polis var. Pek ciddiye almıyorlar. Hatta birisi Erbakan’la karşılaşmamızda Almanya’da birisi dedi ki “ya hocam eskiden bize hiç baskı yapmazlardı dedi. Şimdi niye baskı yapıyorlar?” 98’deydi bu. “Sen ne diyorsun Selahaddin” dedi hoca. Dedim hoca ben size bir şey anlatayım dedim o oradan çıkarsın dedim. Dedi “71-72’lerde Aksaray’dan binlerce insan yürüyorduk hak yol İslam yazacağız Türk’ün anayasasına filan diye o marşı okuyarak geliyorduk ve etrafımızda 150 kadar polis vardı. Şimdi dedim hak yol İslam yazacağız diye bir marş okumaya kalkışacak olsak tankları getirirler.” E yani dedim bundan anlasın. O zaman ciddiye almıyorlardı, tehlike olarak görmüyorlardı. Şimdi ise tehlike. "