"Üst tarafta Yavuz Selimde Cumhuriyet Halk Partisi’nin binası var. Onlar arabalara broşür veriyorlar. Metin’de gelen broşürü milletin elinden alıp yırtıyor. Bizim tam karşımızda biz de pencereden gözlüyoruz"...
"Kongre bitti binlerce insan kol kola girip Aksaray’dan Saraçhaneye doğru geliyoruz, Saraçhane’den de Fatih Camiine doğru geliyoruz. Abdurrahim Karakoç’un meşhur “Hür dünyanın göbeğine hak yol İslam yazacağız. Memurun masasına hak yol İslam yazacağız” diye."...
"İslam'da Tasavvuf konusunu hazırlamak için kitapçılarda dolaşırken Kızılay'da Sebat Kitabevi'nde kitap arıyordum. Resmi üniformalı bir yüzbaşı hangi kitapları aradığımı sordu ve ben de tasavvufla ilgili kitaplar aradığımı söyledim..."...
"Kürtlere karşı bu dile karşı böyle bir tavır vardı. Biz böyle bir şey başlattığımızda yani “bunlar nereye su taşıyorlar” gibisinden şeyler oldu, eleştireler oldu. "...
"Mavera Dergisinin hazırlanmasında, Bayındır Sokak 31/C, oranın tutuluşu ve oranın ilk badanasını yapan benim. Bodrum kısmı vardı. Cahit abi bana, rahmetli, gazoz getiriyor, kola getiriyor, tost yaptırıyor."...
"Doğmuşsun, büyümüşsün, İstanbul, deniz, boğaz, Erenköy, Bağdat Caddesi filan derken hele o dönemin Eskişehir’i tabi. Allah’ım ya rabbim, ben burada nasıl yaşayacağım, ne yapacağım?"...
"O kadar duygulanıyorum ki sonuna yaklaştıkça farkında olmadan sesim de çıkıyormuş, hıçkırıyorum, ağlıyorum, gözyaşlarım döküle döküle yazdım. Bir bakıyorum eşim uyanıyor, ne ağlıyorsun diyor, yok bir şey tamam sen uyu diyorum. Biraz sonra kendimi tutamıyorum... "...